Gedik Yatırım’ın analizine göre, 2025’in ilk dokuz ayında küresel piyasalarda güçlü yükselişler yaşanırken, Borsa İstanbul’un dolar bazında %4,7 düşüş göstermesi dikkat çekti. Aynı dönemde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalar çift haneli kazançlar elde ederken, Türkiye’nin negatif ayrışması yatırımcı açısından olumsuz bir tablo ortaya koydu.
Yılın İlk Dokuz Ayında Borsa İstanbul’un Performansı
2025 yılı boyunca BIST 100 endeksinde dönemsel yükselişler görülse de bu hareketler kalıcı olamadı ve yerini derinleşen geri çekilmelere bıraktı. Yılbaşından bu yana bakıldığında Borsa İstanbul, TL bazında zaman zaman zirvelere yaklaşsa da, dolar bazında zayıf bir performans sergiledi.
Küresel piyasalarda risk iştahının yüksek olduğu ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde sermaye girişlerinin arttığı bir dönemde Türkiye’nin geri planda kalması, yatırımcıların dikkatinden kaçmadı.
Küresel Piyasalarda Güçlü Yükselişler



Dünya genelinde borsalar 2025’in ilk dokuz ayında güçlü kazançlar kaydetti. MSCI Dünya Endeksi %16 artarken, gelişmekte olan piyasalar ortalama %25 yükseliş gösterdi.
- Latin Amerika %44
- Gelişen Asya %26
- Doğu Avrupa %47
- Güney Afrika %39
Bu rakamlar, küresel ölçekte yatırımcıların risk iştahının yüksek olduğunu ve özellikle gelişmekte olan piyasalara yönelik ilginin arttığını ortaya koydu. Ancak Türkiye, bu olumlu rüzgârdan faydalanamadı.
Türkiye’nin Negatif Ayrışmasının Nedenleri
Gedik Yatırım’ın değerlendirmesine göre Türkiye’nin küresel piyasalardan olumsuz ayrışmasının birkaç nedeni bulunuyor:
- Siyasi gelişmeler → Ağustos ayında TL bazlı zirve seviyelerinden sonra yaşanan politik belirsizlikler geri çekilmeyi tetikledi.
- Yüksek faiz ortamı → Yurt içinde faizlerin uzun süre yüksek seyretmesi, risk iştahını baskıladı.
- Yabancı yatırımcı akışı → Yabancı yatırımcıların geçmiş yıllardaki çıkış trendi sona ermiş olsa da, girişler sınırlı kaldı.
- Küresel kıyaslamalar → Benzer gelişmekte olan ülkelere göre Borsa İstanbul yaklaşık %45’lik ıskonto ile işlem görüyor.
Bu faktörler, endeksin potansiyelini sınırlarken, yatırımcıların temkinli yaklaşmasına neden oldu.
Yatırımcılar İçin Ne Anlama Geliyor?
Borsa İstanbul’un 2025 performansı, hem yerli hem de yabancı yatırımcıların uzun vadeli stratejilerini gözden geçirmesi gerektiğini gösteriyor.
Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Akkoyunlu yaptığı değerlendirmede, “Karşılaştırmalı FK çarpanlarına bakıldığında BIST 100 endeksinin benzer ülkelere göre yaklaşık %45’lik ıskontoda işlem gördüğünü görüyoruz. Bu fark, enflasyondaki düşüşün devam etmesi ve faiz indirimlerinin hızına bağlı olarak önümüzdeki dönemde getiri potansiyeli sunabilir” dedi.
Küresel Risk İştahı ve Türkiye’nin Konumu
Küresel yatırımcıların risk iştahı artarken Türkiye’nin bu tablodan payını alamaması, reformların ve yatırım ortamının önemini yeniden gündeme getiriyor. Özellikle yabancı yatırımcıyı cezbetmek, piyasalarda kalıcı yükseliş için kritik görülüyor.
Türkiye’nin küresel sermaye akımlarından daha fazla faydalanabilmesi için:
- Siyasi istikrarın korunması,
- Enflasyonun düşürülmesi,
- Yapısal reformların hızlandırılması,
- Yatırım ortamının güçlendirilmesi,
önümüzdeki dönemde belirleyici olacak.
Küresel Kıyaslamalar: Türkiye’nin Fırsat Alanı
Her ne kadar 2025’in ilk dokuz ayında negatif ayrışma yaşansa da, Borsa İstanbul’un düşük çarpanlarla işlem görmesi aslında orta vadede bir fırsat alanı sunuyor.
Yabancı yatırımcı girişlerinin artması, faiz indirimleri ve küresel risk iştahının yüksek seyretmesi halinde BIST 100 endeksinin önümüzdeki dönemde toparlanma potansiyeline sahip olduğu öngörülüyor.
KOBİ’ler İçin Önemi
Borsa İstanbul’un performansı yalnızca büyük yatırımcıları değil, KOBİ’leri de doğrudan etkiliyor. Çünkü:
- Sermaye maliyetleri: Borsadaki olumsuz seyir, şirketlerin halka arz veya fon bulma süreçlerini zorlaştırıyor. Bu da KOBİ’lerin sermaye maliyetini artırabiliyor.
- Yatırımcı güveni: Yabancı yatırımcıların ilgisi azaldığında, KOBİ’lerin global iş ortakları bulması daha güç hale gelebiliyor.
- Finansmana erişim: Borsadaki zayıf performans, bankacılık ve finans sektörünün risk algısını etkiliyor. Bu da KOBİ’lerin krediye erişim koşullarına yansıyabiliyor.
- Uzun vadeli fırsatlar: Türkiye’nin %45 iskontolu işlem görmesi, orta vadede yabancı sermaye girişini artırabilir. Bu da KOBİ’lerin daha güçlü bir yatırım ortamında işlerini büyütme şansı yakalayabileceği anlamına geliyor.
Kısacası, Borsa İstanbul’un küresel piyasaların gerisinde kalması kısa vadede risk oluştursa da, orta ve uzun vadede KOBİ’ler için finansmana erişimde yeni fırsatların kapısını aralayabilir.
Daha fazla haber için Güncel Haberler sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.


