Meditopia Wellbeing Raporu’nu yayımladı. Türkiye genelinde 100 şirketten 15.291 çalışanın katılımıyla oluşturulan rapor, çalışanların duygusal, fiziksel ve sosyal esenlik düzeylerini analiz etti.
Wellbeing İndeksi 54,4 puan olarak ölçüldü — bu da Türkiye’deki çalışanların “ne iyi ne kötü” bir denge halinde olduğunu gösteriyor.
Rapor, yıl boyunca stres, kaygı ve uyku kalitesinde ciddi dalgalanmalar yaşandığını, Mayıs ayının en iyi, Mart ve Nisan aylarının ise en zorlu dönemler olduğunu ortaya koydu.
Stres ve Kaygı: Yıl Boyunca Yüksek Seviyede
Raporun en çarpıcı bulgularından biri, stres ve kaygının sürekli yüksek seyretmesi oldu.
Stres skoru 66, kaygı skoru 63,3 olarak ölçüldü. Bu değerler, çalışanların yıl boyunca kronik bir stres altında olduğunu gösteriyor.
Verilere göre stres ve kaygı, en yüksek seviyelerine Mart–Nisan aylarında ulaştı; Mayıs ayında kısa bir süreliğine düşüş yaşandı.
Yaz aylarında göreceli olarak daha düşük seyreden stres, Eylül itibarıyla yeniden yükseldi.
Meditopia verileri, stresin yalnızca dönemsel değil, kronik bir sorun haline geldiğini vurguluyor.
Uzmanlara göre bu tablo, çalışanların destek mekanizmalarına erişimde zorlandığını ve kurumların önleyici aksiyonlara yönelmesi gerektiğini gösteriyor.
Stresin En Büyük Sebebi: Gelecek Belirsizliği ve Sağlık Kaygısı
Meditopia 2025 verilerine göre, çalışanların %49’u stresinin temel sebebi olarak “gelecek kaygısı”nı işaret etti.
%46’sı fiziksel sağlık ve uyku sorunlarını, %40’ı ise kişisel alan eksikliğini vurguladı.
Bu oranlar, iş hayatının çalışanların yalnızca profesyonel değil, fiziksel ve duygusal sağlığını da etkilediğini gösteriyor.
Uzmanlara göre “gelecek kaygısı” yüksek olan çalışanlarda motivasyon düşüklüğü, verim kaybı ve tükenmişlik riski daha sık görülüyor.
Mutluluk Düzeyi 54,3 ile Orta Seviyede
Raporda, çalışanların mutluluk ve memnuniyet skorunun 54,3 olduğu açıklandı.
Bu oran, genel olarak çalışanların “ne mutlu ne mutsuz” bir dengede olduklarını ancak destek ihtiyacının devam ettiğini ortaya koyuyor.
Çalışanların mutluluk kaynakları arasında aile ve arkadaşlık ilişkileri (%50), işte başarı (%35) ve kişisel zaman (%30) öne çıkıyor.
Ancak her 10 çalışandan 1’i, son bir ay içinde “hiç mutlu hissetmediğini” belirtti.
Uyku ve Hareket Endeksi: Fiziksel Sağlıkta Alarm Sinyali
Meditopia raporuna göre uyku kalitesi 50,6, hareket (egzersiz) endeksi 37,1 olarak ölçüldü.
Katılımcıların %84’ü fiziksel ağrı yaşadığını, ancak %50’sinin hiç egzersiz yapmadığını bildirdi.
Uyku ve egzersiz skorlarının düşük olması, çalışanların genel esenliğini olumsuz etkiliyor.
Meditopia uzmanları, uyku ve hareketin stresle baş etmede en önemli iki faktör olduğunu vurguluyor.
Duygular: Yorgunluk Zirvede
Raporda en sık hissedilen duygu “yorgunluk (%37)” olarak öne çıktı.
Onu stres (%29), endişe (%28) ve depresiflik (%28) takip ediyor.
Pozitif duygular arasında mutluluk (%19) ve memnuniyet (%18) yer alıyor.
Bu tablo, çalışanların yıl boyunca fiziksel olarak yorgun, zihinsel olarak gergin olduğunu;
olumlu duyguların hiçbir dönemde baskın hale gelemediğini gösteriyor.
İş-Özel Yaşam Dengesi: Esenlikte Ana Belirleyici
Meditopia verilerine göre çalışanların %93’ü duygularını en çok iş, eğitim veya ilişkilerinin etkilediğini belirtti.
Katılımcıların %75’i duygusal durumlarının doğrudan iş hayatıyla bağlantılı olduğunu söylüyor.
İş yükü, performans baskısı, finansal zorluklar ve yönetici ilişkileri; stres ve tükenmişliğin en güçlü tetikleyicileri arasında yer alıyor.
Bu durum, kurumların çalışan esenliğini artık “ek bir yan hak” değil, stratejik öncelik olarak ele alması gerektiğini ortaya koyuyor.
Fatih Mustafa Çelebi: “Wellbeing, Kurum Kültürünün Ayrılmaz Parçası Olmalı”



Meditopia Kurucu Ortağı ve CEO’su Fatih Mustafa Çelebi, çalışan esenliğinin artık kurum kültürünün merkezinde olması gerektiğini belirtti:
“Çalışanlar, artan tempo ve belirsizlik içinde fiziksel sağlıklarını, sosyal ilişkilerini ve kişisel alanlarını korumakta zorlanıyor.
Kurumların çalışanlarının iyi oluşunu stratejik bir öncelik olarak ele almadıkları sürece sürdürülebilir başarı inşa etmeleri mümkün değil.
Gerçek sürdürülebilirliğin, finansal büyümeden öte, çalışanların ruhsal dayanıklılığı ve yaşam dengesiyle ölçülmesi gerektiğine inanıyoruz.”
KOBİTime Yorumu – KOBİ’ler İçin Wellbeing Dönemi Başladı
Meditopia 2025 verileri, kurumsal wellbeing kavramının artık yalnızca büyük şirketlerin değil, KOBİ’lerin de gündeminde olması gerektiğini gösteriyor.
Çalışan stresinin yüksek, hareket düzeyinin düşük, duygusal dayanıklılığın kırılgan olduğu bu tablo;
işletmelerin verimlilik ve bağlılık politikalarını yeniden düşünmesi gerektiğine işaret ediyor.
Wellbeing uygulamaları, yalnızca bir insan kaynakları tercihi değil, rekabet gücünü doğrudan etkileyen bir yatırım olarak öne çıkıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Daha fazla içerik için Trendler sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.


